Coğrafyamız
Filistin’de sıradan olanın derinliği
Katar’ın yaptığı yardımların, büyük oranda doğrudan Gazze halkına yönelik olmayan, otoyol vb. yapımlarına yarayan yardımlar olması, küçük bir kısmının dul ve yetimlere destek mahiyetinde sürmesi bile İsrail ile Mısır’ı çıldırtmaya yetiyor.
Ömer Lekesiz - Yeni Şafak
Ramazan bayramında, 20 yaÅŸlarında iki genç, el-Fetih lideri Mahmud Abbas’ın büyük boy bir posterini el-Aksa mescidine asmak üzereyken yakalandılar, dövüldüler ve cemaatten araya girenler sayesinde linçe uÄŸramaktan son anda kurtulabildiler.
Aynı gün, kimliÄŸi belirlenemeyen birileri de Harem’e çıkan sokaklardan birine, üzerinde “Kudüs Arapların ve Ä°slam’ındır, Katar’ın deÄŸil” yazan bir pankart astı.
Bayram telaşından olsa gerek, her iki olaya da -kısa haber olarak verilmeleri dışında- fazla itibar eden çıkmadı.
Ä°lk bakışta, Filistin’in mevcut ÅŸartlarında tıpkı geçmiÅŸte onlarca örneÄŸi olduÄŸu gibi, tekrarı da her an mümkün bulunan bu iki olayın, ilkine karşı gösterilen fiili tepkilere ve ikincisinin nasıl bir mantığın ürünü olduÄŸuna yakından baktığımızda Filistin’de (Kudüs’te) yine bir sıradan olanın derinliÄŸine ulaşırız.
Şöyle ki, Abbas’ın posterini parçalayanlar, aynı zamanda “Abbas haindir” diye kükremekle kalmayıp, Hamas’ın kurucusu merhum Ahmed Yasin’in adını haykırarak, el-Fetih’i protesto ettiler.
Abbas’ın, ABD ile Ä°srail’in barış görüşmelerinde Yaser Arafat’ı deÄŸil, ancak kendisini muhatap (muteber) kabul etmeleriyle ünlendiÄŸi ve dolayısıyla daha baÅŸlangıçta iÅŸbirlikçi damgasını yediÄŸi malumdur.
Nitekim Abbas, ABD ve Ä°srail’e karşı hakkında yeterli güveni vermiÅŸ olmalı ki, görev süresi 2009 yılında dolduÄŸu halde, inatla koltuÄŸa yapışmayı sürdürdü.
Öte yandan Netenyahu iktidarı da Abbas’ın samimiyetini, Hamas ile sınamayı sürdürdü. DiÄŸer bir ifadeyle, Hamas’la barışmaması için onun ensesinde Demokles’in kılıcı gibi sürekli olarak sallandı.
Aksa’da poster asma hadisesi ise, Ä°srail tarafından elektriÄŸi kesilen ve dolayısıyla azaltılmaya çalışılan problemleri böylece yeniden tetiklenen Gazze’de, Abbas’ın bu konudaki pasif tutumundan dolayı yükse sesle eleÅŸtirildiÄŸi günlere denk geldi.
Çünkü, elektriÄŸi Ä°srail tarafından kesilince, Gazze’de her ÅŸeyden önce arıtma sistemleri çalıştırılamadığından ölümcül hastalıklar yeniden baÅŸ gösterdi.
Ä°srail, Hamas’ı dize getirmek için bu insanlık suçunu, dünyanın gözü önünde pervasızca iÅŸlerken, Abbas iktidarı da elektrik olmadığı için ameliyat edilemeyen ağır hastaların Åžeria’ya nakledilmelerine izin vermeyerek, hem Ä°srail’in insanlık suçuna ortak oldu, hem de siyasi rekabet adına kendi kardeÅŸlerini Ä°srail’e boyun bükmeye zorladı.
Bu iki hususun kesin bir kanaate dönüşerek Filistin halkı arasında yayılması, Abbas’ı, o poster numaralarını çekmeye itti.
Pankart konusuna gelince.
Pankarttaki yazı, el-Fetih mantığını haydi haydi aştığından, onun ancak İbrani mantığının bir ürünü olduğu düşünülüyor. Çünkü oradaki Arap ve İslam kelimeleri birinci derecede bir etkiye sahip değil, haliyle yazıdaki tüm etki Katar kelimesiyle sağlanıyor.
Katar probleminin neden ve boyutlarını burada ele almamıza gerek yok ama, onunla ima edilen asıl şeyi iyi görmeye çalışmamız yeterlidir.
Gazze’nin Ä°srail ile Mısır arasında yer alan, üç yüz altmış kilometre karelik sahil ÅŸeridindeki dünyanın en büyük açık hava hapishanesi olduÄŸunu, önceden bilmeyenlerimiz varsa bile, Mavi Marmara olayından sonra bilmeyen kimse kalmamıştır zannediyorum.
Öyle bir açık hapishanesi ki, çevresine kalın duvarlar örülmüş, her metresine silahlı bir adam yerleştirilmiş malum bir hapishaneden daha boğucu bir yer. Çünkü, aynı zamanda ekonomiden sağlığa, eğitimden haberleşmeye kadar her alanda İsrail ve Mısır tarafından en katı ablukaya maruz kalan bir hapishane...
Üstelik bu hapishane, İsrail tarafından düzenli bir takvime bağlı olarak bombalanıyor ve bu yüzden harabe haline gelmiş olan Gazze, her geçen gün yer altının yer üstünden daha mamur sayılabileceği bir görünüme evriliyor.
Yoksulluk istatistiÄŸinin yüzde yetmiÅŸ, iÅŸsizlik oranının yüzde elli olduÄŸu Gazze’ye, yardım elini uzatan ülkeler arasında Katar ilk sırada yer alıyor.
Katar’ın yaptığı yardımların, büyük oranda doÄŸrudan Gazze halkına yönelik olmayan, otoyol vb. yapımlarına yarayan yardımlar olması, küçük bir kısmının dul ve yetimlere destek mahiyetinde sürmesi bile Ä°srail ile Mısır’ı çıldırtmaya yetiyor.
Haliyle, yazımızın girişinde zikrettiğimiz poster ve pankart gibi sıradan iki hadise, konu genelde Filistin, özelde Gazze ve elbette Katar olunca, şişede durduğu gibi durmuyor.
Rabbimiz nasip ederse, sonraki yazımda bu hususu biraz daha açayım inşallah.
Henüz yorum yapılmamış.